Prof. Dr. Göğcegöz, internetin yaygınlaşması ile birlikte, eskiden daha çok erişkinlerde casino gibi ortamlarda oynanan oyunlar artık daha küçük yaştaki bireylerde bile sanal oyunlara ve hatta çevrim içi kumar oynama davranışlarına dönüştüğünü ve bu bozukluğun ev dahil her ortamda sürdürülmesine neden olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Göğcegöz ‘’Sanal kumar bağımlılığı olan bireyler sanal kumar oyunlarında aynı hazzı almak için giderek daha fazla parayla kumar oynar, bu davranışı kontrol etmekte ve bırakmakta zorlanır, kaybettiği paraları kazanmak için kumar oynar hatta bu davranışı sıkıntıyı baş etme yolu olarak görür. Bu bireyler diğer ilgi alanlarını kaybeder, aile ve sosyal ilişkilerden uzaklaşır, iş ve okul gibi sorumluluklarını yerine getiremezler.’’ şeklinde konuştu.
Peki Kimlere Kumar Bağımlılığı Tanısını Koyabiliriz?
Psikiyatride kullanılan Tanı Ölçütleri Başvuru El Kitabına göre (DSM-5) 12 ay boyunca aşağıdakilerden 4 maddenin olması yeterli.
Prof. Dr. Göğcegöz kumar bağımlılığında bireyin farkındalık döneminin önemli olduğunu vurgulayarak bağımlılığın bir hastalık olduğunu ve kendi başına çözemeyeceği mesajını uygun şekilde vermek için ailelerin destekleyici olması gerektiğinin altını çizdi. ‘’Burada önemli olan ailelerin kumar bağımlısı olan bireye maddi destek vermeleri değil tedavi için yanında olmalarıdır. Unutmayın tüm borçlarını ödeyerek desteklediğinizi düşündüğünüz hastaya aslında yeni kumar sayfaları açarsınız.’’ şeklinde sözlerine devam etti.
Bu bozukluğun tedavisi; psikofarmakoterapi (ilaç tedavisi), dirençli olgularda derin Transmanyetik Uyarım (Deep TMS), psikoterapi (motivasyonel görüşme teknikleri, bilişsel davranışçı terapi vs) aileninde tedaviye dahil edildiği bir tedavi programı ile olumlu sonuçlar alınmaktadır.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı